Bel Fıtığı Nasıl Anlaşılır?

Bel fıtığının tipik belirtileri belle birlikte kalçaya ve bacağa doğru yayılan ağrılardır. Burada şunu da belirtmeliyiz ki; her bel ağrısının suçlusu bel fıtığı olmayacağı gibi bel fıtığı olan hastada da mutlaka bel ağrısı olacak diye bir kural yoktur. Bel bölgesinden çıkan sinirler çeşitli dallar vererek adeta trafodan çıkan elektrik telleri gibi ayaklara kadar gelir ve işte bu nedenle burada oluşan fıtıklaşmalar bacaklarda ağrı, uyuşma ve güç kaybına neden olabilir.

Bel fıtığı hastaları daha önce rahatlıkla yapabildikleri günlük hareketleri yapamaz hale gelebilir. Oluşan ağrılar, güç kayıpları ve uyuşmalar sinirin etkilendiği yere göre değişiklik gösterir. Örneğin birinci, ikinci ve üçüncü bel sinirleri (L1, L2, L3) kalça ve kalça ile diz arasını, 4. bel siniri (L4) diz çevresini, 5. bel siniri (L5) baldır, ayak üstü ve başparmağı ve en alt bel bölgesinden çıkıp siyatik siniri oluşturan S1 siniri kalçadan topuğa kadar bacak arkasında ve ayak tabanında ağrı ve uyuşukluk yapar. Karıncalanma, yürüme güçlüğü, ayak tabanında yanma ve keçelenme de bu şikayetlere eşlik edebilir.

Eğer fıtık ileri seviyelere gelmişse bacaktaki ağrı, uyuşma ve güç kayıpları dayanılmaz hale gelebilir. Kişiyi yürüyemeyecek duruma getirebilir. İdrar kaçırma, büyük abdest tutamama ve erkeklerde cinsel fonksiyonlarda bozulma sorunları görülebilir. Eğer bel fıtığına bir de belde dar kanal hastalığı eklenmişse yürüyüş mesafelerinde kısalma gözlenir. Daha önce çok rahat gidilen mesafeler artık güçlükle kat edilir hale gelir. Hasta sürekli durup dinlenme ihtiyacı duyar.

Bel Fıtığı Tedavisi

Bel fıtığının hangi yöntemle tedavi edileceğini hastanın muayene bulguları ve şikayetleri belirler. Eğer bacaktaki şikayetler kişinin günlük yaşamını etkiliyorsa, mevcut yakınmaları çekilen MR görüntüleriyle destekleniyorsa ameliyat gerekebilir. Fıtık çok ileri seviyedeyse ve idrar kaçırma, büyük abdest tutamama veya iktidarsızlık, bacaklarda felç durumu baş göstermişse ACİL ameliyat olunmalıdır. Ameliyatı hak eden bel fıtığı hastalarının oranı sanıldığının aksine oldukça düşük olup, yaklaşık yüzde 5'tir. Geri kalan yüzde 95'lik kısım ameliyatsız yöntemlerle tedavi edilebilir. Ameliyatsız tedavilerin içerisinde dinlenme, ilaç tedavisi, egzersiz, yüzme, fizik tedavi gibi yöntemleri sayabiliriz.

Bel fıtığı ameliyatlarında mikrocerrahi yöntem tercih edilir. Bu ameliyatta çok küçük bir kesiden mikroskop yardımıyla sorunlu alan tamir edilir. Küçük kesi yapılması ameliyat sonrası dönemde son derece önemli avantajlar sağlar. Yara daha çabuk iyileşir, hasta daha erken normal yaşantısına döner, açık ameliyatlardaki gibi uzun süren ağrı durumu söz konusu olmaz. Öte yandan bu ameliyatları narkozsuz da yapabiliriz. Sadece bel bölgesi uyuşturularak hastanın uyanık olması sağlanır. Böylece hasta ameliyat süresince doktorunun başında olduğunu bilir, bacaklarını oynatarak verilen direktifleri uygulayabilir, bizimle sohbet edebilir, müzik dinleyebilir hatta yakınlarıyla telefonda görüşebilir. Tabii ki bir de narkozun nadir de olsa görülebilecek olumsuz etkilerine maruz kalmamış olur.